Japonya… Küçüklükten beri hayranı olduğum, bir gün havasını solumak için can attığım ülke. Ve sonunda bu bana kısmet oldu. 2016 yazında Japonya’ya gidip hayalimi gerçekleştirdim. Bu yazı dizisinde Japonya’ya gidiş aşamalarından başlayarak Japonya’daki maceramı size anlatmaya çalışacağım. Çektiğim resim ve videolarla yazıları destekleyeceğim. Kısa bir yazı dizisi olmayacak gibi gözüküyor. Fakat bittiğinde umarım gitmeyi düşünenler için güzel bir bilgi kaynağı olacak. Ve umarım okuması sizin için eğlenceli olur, keyif alırsınız.
Japonya’ya gitmeye karar verdiğimde aslında geçen yıldı. Fakat arada askerlik vardı ve onu bitirip gelmem gerekiyordu. Bir şekilde askerliği aradan çıkarınca artık önümde bir engel kalmamıştı. Fakat Japonya’ya gitmek göründüğü kadar kolay değil gibiydi. Araştırdıkça aslında ne kadar fazla detayın olduğunu görüyordum…
Öncelik elbette uçak bileti gibi geliyor olabilir. Fakat uçak biletinden daha önce yapılması gereken şey bir planlama. Yani nereyi gezeceksiniz, nerede kalacaksınız, kaç gün kalacaksınız? Bu tip şeyleri kafanızda halletmeniz gerekiyor. Gezilecek yerlerin belli başlı listesini kafamda oluşturmuştum. Gezimin büyük kısmını Tokyo’da geçireceğim belliydi. Bunun dışında imkan olursa Osaka, Kyoto ve Nagoya’ya gitmeyi düşünüyordum. 2 haftalık bir süre yeterli olacak gibiydi.
Gezimin planını çıkardıktan sonra almam gereken bir şey olduğunu fark ettim: Japan Rail Pass. Evet, bu kart bana inanılmaz fayda sağladı. Aldığım zaman her şeyi bu kadar kolaylaştıracağını düşünmemiştim fakat çok işe yaradı. Çok pratik. Dolayısıyla bu kartı almam gerektiğini düşündüm. Kartın kısaca özelliği sizi JR trenleri, otobüslerine bedava bindirmesi. Shinkansen’lere de bedava binebiliyorsunuz (Nozomi trenleri hariç). Özellikle Tokyo ve Osaka’da kart çok işe yarıyor. Kartı Türkiye’de alabilmenin tek yolu İstanbul’da yer alan H.I.S. Travel’a gitmekti. Fakat işlemler çok çabuk bitiyor, hemen istediğiniz kartı söylüyorsunuz ve işlemler parayı da ödedikten sonra bitiyor. Size orada değiştirmek üzere Exchange bileti veriliyor. Bu bileti aldıktan sonra 3 ay içinde aktif etmeniz gerekiyor. Japan Rail Pass konusuna daha sonra ayrı bir yazı üzerinde değinmek isterim.
Bu kez uçak biletimi almak için bakınmaya başladım. Turkish Airlines aktarmasız uçuşuyla oldukça cezbedici olabilir fakat fiyat olarak gerçekten yüksekti. Daha hesaplı bir şeyler olmalıydı. Aktarmalı uçuşlar bu anda imdadıma yetişti. Bir kaç saatlik bekleme süreleriyle bir durakta inerek aktarma yapabildiğiniz uçak biletlerine göz dikmeye başladım. Ve yaklaşık 2100 TL gibi bir fiyatla uçak biletlerimi aldım.
Ardından kalacak bir otel bakınmaya başladım. Araştırdıkça Japonya’da ucuza kalınabilecek alternatifler buldum. Bunların başında kapsül oteller, manga kafeler veya birisinin evinde konuk olarak kalmak vardı. Çünkü büyük otellerin fiyatları genelde uçuktu ve benim bütçem iki haftalık sürede buna yetmeyecekti. Kapsül oteller sevimli geliyordu. Aynı zamanda manga kafelere kesinlikle tecrübe etmek adına zaten bir kez gidecektim. Bu şekilde ilk bir kaç günüm için bir kapsül otele rezervasyon yaptırdım. Kalan günlerimi manga kafelerde veya yine bu tarz otellerde bu kez orada rezervasyon yaptırmayı deneyerek geçirecektim.
Evet, her şey hazır gibiydi. Fakat araştırdıkça Japonya’da daha pratik kalabilme olanakları buluyordum. Eşyalarımı gündüz koyabilmek adına Coin Locker’ları kullanacaktım. Bunları kullanabilme detaylarını dikkatle inceledim ve videolar izledim. Ayrıca gitmeden önce videolardan coin makinelerine ve nasıl kullanıldıklarına göz attım. Çünkü orada adım başı karşılaşacaktım neredeyse. Ve bir not defteri alarak karşıma çıkabilecek şeyler konusunda notlar tuttum.
Ve sonunda büyük gün gelmişti. Japonya hayaline ulaşmama artık sadece bir uçak yolculuğu kalmıştı. Hayatımın en uzak, en yalnız ve en eğlenceli yolculuğuna…
Merhaba,
Benim için de oldukça yararlı bir paylaşım olacak gibi. Aynı tecrübeleri yaşayacağımdan nelere dikkat etmem gerektiğini az çok öğreniyorum. Özellikle JRPass çok işime yarayacak.
Teşekkürler.