Ginza ile Japonya yolculuğum devam ediyor…
Ginza Tokyo’nun lüks semtlerinden birisi ve bu bölgeye girdiğinizde farkı rahatlıkla hissedebiliyorsunuz. Büyük binalar, lüks mağazalar, çevrede dolaşan Japonlar size Ginza’da olduğunuzu hatırlatıyorlar.
Ginza ve çevresinde de bir süre geçirdikten sonra günü tamamlamak için Shibuya’ya geri döndüm. Shibuya İstasyonu her zamanki gibi kalabalıktı, işte Hachiko Kapısı’ndan görüntüler.
Ve bir de hava kararmaya başlayınca bakalım Shibuya’ya…
Herkesin bildiği Shibuya Crossing…
Shibuya akşamları çok farklı bir havaya bürünüyor ve sadece Hachiko Kapısı’nın önünde oturacak bir yer bulup otursanız (tabii bulabilirseniz) ya da kenarda gelen geçeni izleseniz bile kesinlikle sıkılmayacağınızı garanti ederim. Ayrıca çevrede devamlı canlı müzik yapan birilerine denk gelebiliyorsunuz. Gece geç saatlere kadar bu kalabalıkta bir azalma olmuyor.
Geceyi manga kafe’ye giderek bitirdikten sonra ertesi gün Shibuya’yı keşfetmeye devam ediyorum. İlk duraklarımdan birisi efsane Japon sanatçı Yutaka Ozaki için yapılmış olan anıt. Anıtın üzeri fanlardan gelen bir çok yazıyla kaplı durumda. Burası kesinlikle atlanmaması gereken bir yer, özellikle de sanatçının fanıysanız.
Sanatçıyı saygıyla andıktan sonra, Shibuya’daki yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Shibuya durağı Hachiko çıkışı çevresinde Shibuya 109 ve Tokyu mağazaları göze çarpıyor. Biraz daha içeri kısımlarda büyük bir Tower Records var. Hikarie adlı alışveriş merkezi de iç kısımlarda göze çarpıyor. Buraları da gezmeden olmaz.
Günün ilerleyen kısımlarında Shibuya’dan Minato’ya doğru yola devam edeceğiz. Gelecek bölümde görüşmek üzere.