Toruga Japonya’da #8: Asakusa (3. Kısım) + Shibuya (1. Kısım)

Tokyo Skytree’den ayrıldım ve dönüş yolunda yeniden Asakusa etrafında görmediğim bir şeyler var mı diye bakınıyorum.

Sensoji’nin etrafı hala kalabalık.

Akşam saatlerine yaklaştığımızdan hava çok güzelleşti. Sanırım biraz bahçede oturup günün yorgunluğunu atabilirim.

Tapınak etrafında görmediğimiz kısımlara bakalım…

Haydi şimdi de tapınak etrafından ayrılıp Asakusa’nın diğer sokaklarına dalalım. Turistik bir bölge olduğundan Asakusa her daim kalabalık ve hem çarşı, hem de yiyecek alanları olarak beklentilerinizi karşılayabilecek konumda.

Ve Asakusa etrafında dolaşmamızı bitirdikten sonra bu güzel semte veda ediyoruz. Ve gerçekten en çok görmek istediğim yerlerden birisi olan Shibuya’ya doğru yola çıkma zamanı. Shibuya önemli çünkü seyahat planımı burada bulunan bir manga kafede kalarak devam ettireceğim. Dolayısıyla bugünden itibaren neredeyse her akşam uğrayacağım bir mekan olacak.

Shibuya’ya geldiğimde artık Japonya’da akşam sekiz olmuştu ve hava kararmıştı bile. Renkli ışıl ışıl sokaklara Ueno’dan biraz aşina olabilirim ama Shibuya’daki dev ekranlar, kalabalık, genç nüfusun enerjisi ilk gittiğinizde bir süre takılı kalmanızı sağlıyor. İşte gerçek Tokyo bu diyeceksiniz.

Trenden indiğinizde Hachiko kapısından çıkmaya çalışın, yanlış kapılardan çıkarsanız yine dönüp dolaşacaksınız. Ben gittiğimde biraz da çevresindeki inşaat yüzünden yanlış kapıdan çıkarsanız bayağı dolanmanız gerekiyordu.

O kalabalığı, ışıltıyı ve hepimizin bildiği veya duyduğu Shibuya Crossing olayını size bir Video ile göstereyim. Daha sonra uzaktan çektiğim bir Video’yu da paylaşacağım.

Üzerimdeki şaşkınlık ve heyecanı yavaş yavaş atıp ortama alışmaya başladıktan sonra bir şeyler yiyerek etrafı gezinmeye devam ettim. Dediğim gibi Shibuya bundan sonra sürekli uğrayacağım bir yer olduğundan ilerleyen yazılarda da üzerine paylaşım yapmaya devam edeceğim. Ama dediğim gibi ışıl ışıl, çok renkli bir yer. Video’da da bir nebze de olsa gördüğünüzü ve hissettiğinizi düşünüyorum. Genç nüfus çok fazla ve burası gençler için güzel bir eğlence mekanı. Sabaha kadar da bu enerjisi tükenmiyor. Hachiko kapısı etrafında bir yerde dursanız veya otursanız bile canınızın sıkılmayacağından emin olabilirsiniz. Bu çevrede devamlı canlı müzik veya gösteriler yapanlar oluyor. Shibuya crossing’i izleyebilir, dev ekranlara bakabilir, en kötü ihtimalle gelen geçeni seyredebilirsiniz. Tabii ki burası aradığınız her şeyi bulabileceğiniz bir yer. Yemek, alışveriş, eğlence için gezilmeyi bekleyen onlarca dükkan var. Meydandaki Tokyu ve Shibuya 109 zaten hemen dikkatinizi çekiyor. Yine meydanda Tsutaya, etrafı kahve içerek izleyebileceğiniz (tabii boş yer bulursanız!) Starbucks, meydandan biraz daha uzakta Hikarie, Tower Records ilk ilgi çeken mekanlar. Shibuya’yı daha sonra daha detaylı inceleyeceğiz ve bundan sonraki her yazıda karşımızda olacak.

Ve biraz da manga kafe olayına değinmek istiyorum yazıyı sonlandırmadan önce. Kapsül otelde 2 gece konakladıktan sonra seyahat planımı Shibuya’da yer alan bir manga kafede konaklamaya devam etmek üzerine kurmuştum. Nitekim, insan yaşamadan bilemiyor. Ne kadar internet üzerinden bolca araştırma yapsanız da acaba nasıl yerlerdir diye sorular kafanızı kemirmeye devam edebiliyor. Açıkçası, benim deneyimim beklediğimden çok iyiydi. Benim gibi yalnız seyahat edecekseniz ve bir yere kıvrılıp uyurum sorun değil diyorsanız bu mekanlar sizin için hayat kurtarıcı. İlk girdiğinizde oda tipinizi seçiyorsunuz, yerin tamamen kaplı olduğu odalar mevcut, veya yatağa dönüşen sandalyelerin bulunduğu odalar da. Bu biraz şans işi ama çok geç kalırsanız sandalyede uyumak işten bile değil. Fakat oda bulunmadığına hiç denk gelmedim. İnternet kullanabilmek için kart çıkarmanız gerekiyor. Yanlış hatırlamıyorsam bu ücretsiz bir işlem, veya çok küçük bir ücret alıyorlar. Kartı alınca kaybetmeyin bundan sonra aynı manga kafenin diğer şubelerinde de kullanabilirsiniz. Fakat Tokyo dışında kullanamazsınız. Her neyse, fiyat olarak genelde 8-10 saat arasının 800-1500 yen civarı olduğunu hatırlıyorum. Aslında fiyat politikası hafta içi ve hafta sonu değişiyordu, hafta sonları daha az saat için daha fazla para ödediğimi hatırlıyorum. Geldiğiniz saatle alakalı da olabilir, emin değilim. Hafta içi ise 800 yen civarı 8-10 saat civarı kalma hakkınız oluyor. Odanıza geçtikten sonra bilgisayar ekranınızdan internette dolaşabilir veya küçük televizyonunuzdan TV izleyebilirsiniz. Sabah sizden istenen saatte veya öncesinde kalkamazsanız 10 veya 15 dakika için 100 yen civarı ekstra fiyat üstüne biniyor. Çok uzun zaman geçtiği için fiyatları net hatırlayamıyor olabilirim, üzgünüm. Manga kafelerin en güzel yanı içeceklerin bedava olması, istediğiniz mangaları veya manga dergilerini bedava okuyabilmeniz ve duş alma imkanınızın da olması. Tabii ki duş almak için ekstra ücret ödemek zorundasınız. 15 dakika civarı süreniz olacak. Size her şeyi paket halinde veriyorlar, şampuan, sabun vs. Ve açıkçası beklediğimden temizdi, her şey iyiydi. Bazen duş sırası beklemek zorunda kalabilirsiniz, 2,5 saat beklemek zorunda olduğumu hatırlıyorum. Bu durumda odanıza gelip duş için sizi çağırıyorlar. Uykusuz kalabilirsiniz, bu durumda sabah Yamanote’ye binip orada uyuyun benim gibi. Zaten %90 Japon’un trende uyuduğunu görünce siz de otomatikman uyuklamaya başlıyorsunuz.

Evet, şimdilik bu kadar. Gelecek yazımızda Japonya’yı birlikte gezmeye devam edeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

*